Gümrük Muayene Memurluğu hakkında internette çok fazla bilgi bulabilmek mümkün. Ancak bu bilgilerin dağınık olduğunu ve mesleği tam anlamıyla ortaya koymak yerine şurasından burasından ele aldığını biliyoruz. Diğer taraftan, görev tanımının çok geniş, yetki sınırlarının biraz muğlak ve çalışma koşullarının bölgeden bölgeye değişkenlik göstermesinden ötürü meslek hakkında birinci ağızdan verilen bilgiler de çelişkili olabilmekte.
Bu mesleği yeni icra etmeye başlamış biri olarak, özellikle mesleğe adım atma düşüncesinde olan arkadaşlara yönelik bir bilgilendirme yazısı hazırlamak istedim.
Gümrük Muayene Memurları’nın görevi, anlaşılır hale getirecek olursak şu şekildedir: Ülkeye herhangi bir eşya giriş çıkışı söz konusu olduğunda, öncelikle bu eşyanın GTİP’ini(Yeryüzündeki, ticarete konu tüm eşya veya eşya gruplarına, o eşyayı belirtmek üzere verilen 12 haneli kodları ifade eder) belirlemek; bundan sonra da mevzuat uyarınca giriş veya çıkışına izin verip vermemek, verilecekse gerekli koşulları sağlayıp sağlamadığını kontrol etmek(menşe, kıymet, gözetim, kota, damping, tarife kontenjanı gibi hayli derinliği olan kapsamlı denetimleri ifade eder). Ayrıca ve en önemlilerinden biri de eşyanın vergilerini hesaplayıp tahakkuk ettirmek. Bunun dışında ülkeye yolcu giriş-çıkışları ve postayla gelen eşyada da muafiyet kapsamı dışında kalan eşyaya yukarıdaki uygulamaları da yine Gümrük Muayene Memuru yapar(Taşra Çalışma Yönetmeliği’ne göre ticari mahiyette olanlar hariç, yolcu eşyasının muayenesi görevi muhafaza memurlarına devredilmişse de maalesef işgüzar müdürlerin baskıları sebebiyle bu iş de halen muayene memurlarına yaptırılmakta).
Muayene memurlarının görevleri her ne kadar ayrıntılı gözükse de, yukarıda yaptığım görev tanımının çok yavan, çizdiğim çerçevenin çok dar kaldığını maalesef mesleğe adım attığınızda öğreneceksiniz. Mesela Gümrük kontrollerinin sıradan bir ayağı olan“kıymet” konusunun üzerine oturduğu uluslar arası GATT antlaşması var. Sadece bu antlaşmaya ilişkin birkaç kitaplık çalışmalar mevcut. Buna, kıymet konusuyla ilgili kanun ve yönetmelikteki hükümler, bakanlıkça yayınlanan genelgeler ve tasarruflu yazıları eklediğinizde çıkacak yekunu tarif etmem zor.
Her konunun derinliği oldukça fazla. Ankara’daki mesleki eğitimimde bir Gümrük Uzmanı’nın bu konuyu şöyle ifade ettiğini hatırlarım : “Siz muayene memurları, bütün gümrük mevzuatını bilmek zorundasınız. Ancak kendini en iyi şekilde geliştiren herhangi bir kimsenin bu mevzuatın %20’sinden fazlasına vakıf olabilmesi mümkün değil”. Tabi mevzuat konusunda üzerinizdeki yükü hafifletmek üzere yardımcı bilgisayar programları satın almanız mümkün. Ancak bunların ne derece yeterli olduğu ve sorumluluğunuzu ortadan kaldırıp kaldırmayacağı düşünülmesi gereken hususlar.
Diğer taraftan, vergi tahakkukunu da konuşmak gerek. Bunun için eşyanın GTİP’ini doğru tespit etmeniz gerek. Sıklıkla GTİP konusunda ikileme, üçleme hatta bazen dörtleme düşülebilmekte :) Tabi vergi oranı GTİP’e göre belirleneceğinden, yanlış GTİP tespiti eksik veya fazla vergi tahakkunu beraberinde getirebilir ki her iki durumda da devletin veya mükellefin kaybını telafiyle siz sorumlusunuz. Milyon dolarlık vergi tahakkukları olduğunu biliyoruz. Bu durumda sorumluluğun boyutlarını düşünmek ürkütücü…
Bu denli yoğun mesleki bilgi ve sorumluluğun altına giren Muayene Memuru, aynı zamanda işini çok hızlı bir biçimde yapmak zorundadır. İşte sırf bu yüzden, bu mesleğe idealist dürtülerle girecek olanlara üzülürüm. Zira özellikle de iş yoğunluğunun fazla olduğu İstanbul, İzmir, Mersin, Kocaeli gibi gümrüklerde maalesef gümrük kontrolünü hakkıyla icra edemeyeceksiniz. Önünüze yığılan onlarca beyannameyi bi kaç saat içinde tamamlamanız beklenir. Bu hiçbir şekilde mümkün değildir. Hakkıyla, 1 saatte en fazla 1-2 kırmızı hat kontrolü yapılabilir. “Ben onu bunu bilmem, isterse beyannameler tavana kadar yığılsın, kontrolümü hakkıyla yaparım arkadaş” diyorsanız ihracat/ithalat düşmanı ilan edilirsiniz. Tabi milletvekillerinden, müdürlerinizden yiyeceğiniz fırçalara, bu yüzden gönderileceğiniz geçici görevlere ya da bağlı müdürlüklere sürülmenize hiç girmiyorum. Maalesef Gümrük teşkilatında personel açığı çok fazla. Açık giderilemedikçe bu eksik kontrol sorunu hep devam edecektir.
Açık demişken, bu sıralar Gümrüğe yapılacak alımlara bakarak umutlanmayın derim. Zira kabın dibi delik. Basit bir hesapla anlatacak olursak, diyelim ki 100 muayene memuru sınavı kazandı. Bunların en fazla 70-80’i mülakata geliyor. Hepsinin mülakatı geçtiğini düşünelim. 1-2 yıl içinde mesleğe devam edenlerin sayısı 50’nin altına düşüyor. Ankara’da mesleki eğitimdeyken Uzmanlardan biri “aklında bu kurumdan gitmek olan kaç kişi var” diye sormuştu sınıfa; sadece 3 kişi el kaldırmamıştı. Varın siz hesab edin…
Bir de meslekte rotasyon olayına biraz değinmek yerinde olur. Daha doğrusu rotasyonun rotasyonunun rotasyonunun rotasyonu(bölgelerarası rotasyon+bağlı müdürlükler arası bölge müdürlüğü görevlendirmeleri+aynı müdürlük içerisindeki birim görevlendirmeleri+geçici görevlendirmeler)… Gümrük Yönetmeliği’nde işlem yoğunluğu ve coğrafi şartlar düşünülerek 5 farazi bölgeye bölünmüş ülke. Şayet eş durumunuz yoksa – ki o da belli şartlara bağlanmış – bu bölgelerde teker teker çalışmanız gerekecek. Efendim ben annemin tek çocuğuyum, mahallenin gülüyüm, sohbetlerin bülbülüyüm diyemiyorsunuz. Özellikle 5. ve bir kısım 4. bölgedeki gümrüklerin fiziki şartlarına da girmek isterdim. Tuvaleti işgörmez hale gelmiş, 2 günde bir suları kesilen, lojmanı yetersiz, dolmuşu-taksisi, yemek yiyecek yeri olmayan gümrükleri geniş geniş anlatmak gerek ama şimdilik bu kadarı kafi…
Bütün bu anlattıklarımın yanında güzel yanları da var tabi. 2.460 TL civarında bir geliriniz(maaş+mesai) oluyor(2012 yılı ocak ayı için). Yıl içinde vergi dilimine gireceğinizden bu maaş yılın ilerleyen aylarında kademeli olarak azalacaktır. Ama 100 TL civarında bir kesinti bu. Yani 2.360 TL’de anlaşabiliriz. Bu para herhangi bir B Grubu kadroya oranla iyi. Ayrıca bir kısım gümrüklerde yolluk, sınır kapılarında ek5000(gösterge) almanız da mümkün. Tabi yine de yolluğa pek bel bağlamamak gerek. Hem kaldırılması konuşuluyor hem de dağıtılan yerlerde pek istikrarlı ve adil bir dağıtımı yok.
Diğer taraftan, özellikle de genel kültür ve insan tanıma açısından size çok şey kazandırabilecek bir meslek Muayene Memurluğu. İşiniz gereği birçok eşya hakkında bilgi sahibi olmak zorunda kalıyorsunuz. Yine birçok ülke hakkında, özellikle de vergi oranları, işçilik maliyetleri, ihraç mamulleri gibi konularda güncel bilgilere sahip oluyorsunuz. Ama hepsinden öte, bir insan kurdu olup çıkıyorsunuz. İnsanları tanımayı, davranışlarını yorumlayıp değerlendirebilmeyi ve insan idare etmeyi öğretiyor size bu meslek.
Son olarak, mesleği bitirdiğinizde Gümrük Müşavir Yardımcısı olma hakkınız var. Ama bu seçeneğe pek bel bağlamayın. Geride bıraktığı akraba, eş, dostla olan ilişkilerini çok sıkı tutmuş, mükelleflerle sıkı fıkı olabilmiş ve ticari kabiliyeti hala mevcut memurlar bu mesleği yürütebiliyor.
Gelelim beklentilere… Yaklaşık yarım asırdır Muayene Memurluğu’nun A Grubu kadro olması için uğraşılıyor. Mesleği uzaktan yakından tanıyan herkes A Grubu bir meslek olması gerektiği konusunda hemfikir(Memurlar.net’in bu konuda çok güzel bir bilgilendirme çalışması olmuştu: http://www.memurlar.net/haber/158216). Gelgelelim, uzun süredir müsteşarlık düzeyinde bulunduğundan güçlü bir bürokrasiye hiçbir zaman sahip olamadı Gümrük teşkilatı. Bu yüzden, Muayene Memurluğu’nun A Grubu kadro olması için yetkilileri harekete geçirebilmek mümkün olmadı. İlk defa Ak Parti hükümeti döneminde, 2011 yılında, hazırlanan teşkilat yasa tasarısıyla Muayene Memurları bu hakkı almak üzereydi ki Meclis’in Torba Yasa mesaisi ve 2011 seçimlerinin erkene alınması sebebiyle Meclis’e sunulmak üzere olan tasarıya sıra gelmedi ve bu kanun tasarısı yasalaşamadı…